Kabullen Temelli Teknikler

Kabullen Temelli Teknikler

  • 4.70

Kabullen Temelli Teknikler

Frank M. DATTILIO

Bazı yeni terapötik teknikler, “resmi olarak negatif”, mantıksız hatta psikotik olsalar da psikolojik olaylara açık olma ve onları kabullenme yönünde bilinçli bir tavır benimsenmesini teşvik etmektedirler (Hayes, 2004). Kabullenme terimi bir dizi psikolojik süreci ve etkileşim davranışını tanımlamak için kullanılmıştır. Hayes’e göre kabullenme ve gerçekleştirme terapisinin (ACT) amacı duygusal kaçınmayı, bilişsel içeriğe verilen aşırı bire bir cevapları ve davranış değişimlerini gerçekleştirememe sorunlarını çözümlemektir (Hayes, 2004). Çiftler ve ailelerle çalışırken kabullenme sadece bir insanın içinde meydana gelen psikolojik bir olay olarak değil, eşler, aile bireyleri veya kişilerarası bağlantılar arasında meydana gelen bir etkileşim süreci olarak görülür. Kabullenme bir kişinin, başkalarının kabul edip etmemesinden bağımsız olarak, yaşamış olduğu şahsi bir deneyime cevap olarak yaptıklarını içerir. Bu bir düşünce, bir his, bir duygu, uyarılma, arzu veya istek veya başka bir içsel uyaran olabilir (Fruzetti & Iverson, 2004). Kabullenme şekillerinden biri bir ilişkide yaşanan sıkıntıya veya üzüntüye tolerans göstermek olabilir. Başta hissedilen üzüntüye neden olan uyaran başka cevaplar üretecek farklı uyaranlara dönüştürülebilir. Bu örnekte uyaran üzüntüden memnuniyete dönüştürülür. Stresi kabullenmek bir insanın kendi değerleriyle uyumlu bir şekilde yaşaması veya hedeflerine ulaşmasına en faydalı olacak yaşam şeklini seçmesi anlamına gelir. Kabullenmenin küçük bir kısmı da ortada bir problem olduğunun ve bu problemin ilişkiyi ne şekilde etkilediğinin farkına varmaktır. Fruzetti ve Iverson (2004) kabullenmenin birçok öğesi olduğunu söylemişlerdir: (1) olay kişinin farkındalık kapsamı içindedir, (2) kişi, yaşanan deneyimin niteliğinden (hoş, tatsız, istenen veya istenmeyen) bağımsız olarak, sadece deneyimi veya o deneyime yol açan uyaran(lar)ı değiştirmek için kendi kaynaklarını örgütlemeye odaklı değildir ve (3), kişi yaşanan deneyimle, o deneyimden önce gelen uyaran(lar) arasında bir ilişki olduğunun farkındadır (farkında olunan ilişki doğru veya gerçek olmayabilir ama kişi bir ilişkinin varlığının farkındadır). Fruzetti ve Iverson’a (2004) göre iki kabullenme düzeyi vardır: (1) değişimle gelen denge dahilindeki kabullenme ve (2) salt kabullenme. Salt kabullenme sadece tolerans göstermek anlamına gelebilir veya yaşanan deneyimin negatif olmaktan çıkarak nötr, hatta pozitif bir deneyime dönüştüğü gerçek veya radikal bir kabullenme de olabilir.

sinde? ? lr???8?? seviyeleri üzerinde çalışırken ele alınması faydalı bir konudur. Ayrıca empati seviyelerinin farkındalıkla bağlantılı olarak araştırıldığı çalışmalar, başkalarının duygularını algılamak ve bunlara karşı duyarlı olmanın yaşanan ana dikkatini verme becerisiyle bağlantılı olabileceğini göstermektedir. Empati, kişinin bir başkasının duygusal durumuna duyarlı olmasını ve o duyguları karşısındakine yansıtarak onunla birlikte aynı şeyleri hissettiğini iletmesini sağlar (Johnson, Cheek & Smither, 1983).

 

Birçok makalede de farkındalığın aşk ilişkilerinin pekiştirilmesinde oldukça önemli bir etkisi olabileceği yazılmıştır. Kabat-Zinn (1993) ve Welwood (1996) farkındalığın ilişkilerde uyumlanma, bağlantı kurma ve yakınlığı teşvik ettiğini görüşündedirler. y2 G n ???8??eri. Örneğin, aile bireylerinden birinin klinik depresyon durumu.

 
  1. İlişki dinamikleri. Örneğin, eşlerden biri başarı ve kariyer odaklıyken diğeri birliktelik ve yakınlığa odaklanmışsa ikisinin farklı ihtiyaçlarının çözümlenmesi veya bunlara uyum sağlanması gerekir.
  2. Kişilerarası veya fiziksel ortamın özellikleri. Örneğin talepkar akrabalar veya sert bir patron ebeveynlerden birini strese sokuyor olabilir, oysa diğeri mahalledeki şiddet olaylarını daha tehdit edici buluyordur.

anlama }? ee???8??nışları hakkında tahminler yapmayı içeren insani bilgi işlemenin normal yönleridir. Bununla birlikte, bu çıkarımlardaki hatalar, özellikle de bir kişi diğerinin hareketlerini olumsuz özelliklere (örneğin, kötü niyet) dayandırırsa ya da diğerlerinin kendi davranışlarına nasıl tepki verdiğine dair yanlış hüküm verirse, çiftler ve aileler üzerinde zedeleyici etkilere sahip olabilirler.

Devamı için tıklayınız