Gerçek Kendilik Eylemde

Gerçek Kendilik Eylemde

  • 4.70

Gerçek Kendilik Eylemde

JAMES. F. MASTERSON

Bölüm 1’de tanıştığımız gerçek kendilikleri ciddi bir biçimde bozulmuş bireylerin aksine, sağlıklı bir gerçek kendiliğe sahip bir kişi sadece günlük hayatın rutin iniş çıkışlarını idare edebilmekle kalmaz, geliştikçe ciddi krizleri de idare edebilir. Sosyal, kişisel, ekonomik ve mesleki krizler, kişinin hayatının normal yapısını her zaman bozmakla birlikte, sağlıklı gerçek kendiliğe sahip bir kişi için felç edici veya tamamen bozguna uğratıcı değillerdir. Gerçekte, sağlıklı gerçek kendilik tarafından rehberlik edilen kişiler, krizlerden daha zengin, anlayışlı ve şefkatli insanlar olarak çıkarak genellikle krizler aracılığıyla büyür ve olgunlaşırlar.

Gerçek kendiliğin sağladığı güç ve yetenek tiplerini görmek için gerçek kendiliğinin sağlıklı algısına sahip genç bir kadını ele alalım:

Terry İrlandalı-Alman bir ailede Orta Batı’da büyümüş. Erken yürümüş, dünyayı keşfetmek ve öğrenmek için hakiki bir sevinç göstermiş, enerjik, hareketli bir bebekmiş. Hem babası hem de annesi, onun ilgi alanlarını paylaşarak ve bir çocuk olarak becerilerini geliştirmesi ve okulda yapabileceğinin en iyisini yapması için teşvik ederek merakını yüreklendirmişler ve küçüklüğünden itibaren onunla bolca zaman geçirmişler.

Terry çocukluğu boyunca hayvanlarla oynamaya ve onlar hakkında öğrenebileceği kadar çok şey öğrenmeye belirgin bir ilgi göstermiş. Yıllar içinde evcil küçük kemirgenler (gerbil), tavşanlar, bir kedi ve iki köpek yetiştirmiş. Her yeni ev hayvanı aldığında, ailesi iyi bakımının önemini aklına sokmaya çalışmış ve böylelikle o da sorumluluğu öğrenmiş. Terry büyüdükçe, hayvanların eğitimi ve bakımı konusunda gerçek bir yeteneğe sahip olduğu ve bunu yapmayı sevdiği belirginleşmiş. Hayvanlarıyla zaman geçirmek ona uzun saatler boyu keyif ve mutluluk sağlamış. Bununla birlikte, onun ilgi alanları hayvanlara bakmanın ötesine geçmiş. Birçok arkadaşı varmış, birçok spor yapmış ve her zaman okumaktan ve müzik dinlemekten zevk almış.

Terry ailesinde üniversiteye giden ilk kuşak kadınlarının arasındaydı; üniversitede bilim ve sanat eğitimi görmüş, edebiyata, bilime ve hayvanlara olan sevgisi arasında kalmıştı. Tiyatro kulübünde faaliyet gösteriyordu ve üniversite gazetesi kadrosunun bir üyesiydi. İrade sahibi, çekici bir kadın olarak hem erkekler hem de kadınlar tarafından sevilen biriydi. Düzenli olarak beraber olduğu bir erkek arkadaşı vardı, ama özel bir delikanlıyla olan ilişkisi onu kampüsteki diğer erkek veya gruplardan hiçbir zaman koparmıyordu. Terry açık yürekli ve eğlenceli olarak nitelendiriliyordu. Problemlerini, hayallerini ve arzularını paylaşabileceği arkadaşlardan hiç yoksun olmamıştı.

Okulun son senesinde bir kriz yaşandı. Eyalet dışındaki bir veterinerlik okuluna başvurdu ve kabul edildi. Bunu ailesine açıkladığında, ailesi oldukça çok üzüldü. Ailesi daima, Terry’nin bilime olan aşkının ve yerel hastanedeki gönüllü işinin onu hemşirelik veya tıp okuluna yönlendireceğini sanmışlardı. Aslında kendi doktor olan babası, Terry’nin şehirde tanınmış bir tıp okuluna gitmesini yürekten istemişti. Annesi kariyer konusunda daha açık fikirliydi, ancak kızının evden bu kadar uzağa taşınması hoşuna gitmemişti. Her iki ebeveyn de duygularını açık etmiş ve bu lisans programına katılma kararının onları hüsrana uğratacağını Terry’e hissettirilmişlerdi. İşleri içinden çıkılmaz bir hale sokmak için iki yıllık erkek arkadaşı Craig ciddileşmişti; zaman zaman evlilikten bahseder olmuş ve henüz konuşulmamış olan, mezun olduktan sonra birlikte yaşayacakları varsayımına sığınmıştı. Şehirdeki büyük bir şirket tarafından işe alınmış ve Terry’le bir yuva kurmayı heyecanla bekliyordu. Terry haberi ona verdiğinde çok üzülmüştü. Sahte kendilik tarafından yönlendiriliyor olsaydı, yakınlarından gelen direnişe dayanamazdı. Kararı, kendisi için en iyisi olduğuna inandığı şeye sıkı sıkıya bağlı kalmazdı ve onların onayını kaybetme riskini almaktansa otomatik olarak ailesi ve Craig’in isteklerine uyardı.

Veterinerlik okulunda Terry akademik başarı ve çok büyük kişisel doyum ve mükafatlar elde etti. Geçen her hafta onun gerçekten veteriner olmak istediğini doğruladı. O ve Craig’le ilk başlarda yazıştılar ve her hafta birbirlerini aradılar, ama aylar geçtikçe Craig’in Terry’e olan sevgisi söndü ve başka biriyle ilişkiye girdi. İlk Şükran Günü ziyaretinde Terry’e yeni kız arkadaşını anlattı ve Terry çok üzüldü. Yine de onu çok derinden seviyor olduğu halde, Terry, Craig olmadan bir hayat tasarlayabildi. Lise ve üniversitede erkeklerle tanışma ve çıkma konusunda, onsuz hayatta kalabileceğini bilecek kadar deneyim sahibi olmuştu.

Ailesi, özellikle, yeteneğini insanlar üzerinde kullanmaktansa hayvanlar üzerinde harcadığını düşünen babası, Terry’nin kariyer konusundaki kararını onaylamadıklarını bildirmeye devam ettikçe, hafta sonu diğer gerginlikler ve hayal kırıklıklarıyla doldu. Okula döndüğünde Terry berbat hissetti. Bir hafta boyunca hem ailesi hem de Craig tarafından reddedilmiş olduğunu hissederek devam edebilme gücünden ciddi olarak şüphe duydu.

Bununla birlikte sonunda, eğitiminin kendisi için çok önemli olduğunun farkına vardı ve veteriner olma hayali normal ders ve çalışma rutinine dönmesine yol açtı. Annesinden aldığı, Craig’i kaybetmesinin sebebinin okul için uzaklara gitmesi olduğunu belirten suçlayıcı mektup, Terry’nin Şükran Günü’nde söz verdiği gibi tüm Noel zamanını evde geçirmemesi gerekliliğine ikna etti. Bu kararıyla ilgili, arkadaşça bir ilişkisi olduğu bir profesörüyle konuştu. Profesörü bütün hafta boyunca ailesinin eleştirisine ve yermelerine tabi olmanın onu duygusal olarak iyi hissettirmeyeceği konusunda hem fikir oldu. Annesini arayıp eve sadece üç günlüğüne geleceğini, sonra okula döneceğini söyledi. Bozuk kendilik algısı olan birinin, bu durumla Terry kadar güzel bir şekilde başa çıkması mümkün olmazdı. Ya tüm tatiller için eve gider ve annesinin eleştirisi yüzünden kötü hisseder ya da eve hiç gitmez ve ailesini üzdüğü için kendini suçlu hissederdi.

Devamı için tıklayınız