Travma, Nefret ve Kışkançlık Arasındaki İlişki

Travma, Nefret ve Kışkançlık Arasındaki İlişki

  • 4.70

Travma, Nefret ve Kışkançlık Arasındaki İlişki

John F. CLARKIN

Otto F. KERNBERG

Frank E. YEOMANS

Klinik deneyim travma, nefret ve kıskançlık arasındaki ilişkinin netleştirilmesine yardımcı olmuştur. Nefret–özellikle de hastanın yaşantısının her alanına sızan yoğun, ilkel nefret–yaşantıları bu türden acı verici, yıkıcı ve kendine zarar verici ilişkiler tarafından düzenlenmeyen herkese karşı bir kıskançlık geliştirmeye yol açar. Daha düşük şiddetteki durumlarda, travma kıskançlığın psikopatolojisi olmadan klinik nefretin görece daha saf biçimlerini ortaya çıkarır. Yine de diğer kimi vakalarda, nefret erken dönemdeki ciddi karmaşık deneyimlerden ya da engellenmeye karşı aşırı bir duyarlılıktan ortaya çıkar; bu da isteyerek, sadistçe kendisini geri çekiyor gibi görünen iyi bir nesneye yönelik yoğun bir kıskançlığa sebep olur. Bu tür durumlarda nefretin psikopatolojisi ikinci bir gelişim olarak nefret tarafından yönetilir ve hem bilinçli hem de bilinçdışı–nefret, kıskanılan ama aynı zamanda da haz sağlayan nesneye yöneltilir.

Narsisistik kişilik yapısının kendisi ölçüsüz kıskançlığın devreye çıkışına karşılık büyük bir karaktersel savunma olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle, nefret sadece sadistik ve travmatize edici olarak algılanan bir nesneye değil, aynı zamanda rahatsız edici biçimde geri çekiliyor olarak algılanan iyi bir nesneye de yönelebilir. Kıskançlığın psikopatolojisi – kıskanılan nesneden kaynaklandığından, onun sevgi ve iyiliği bozma ve değersizleştirme eğilimi – kendi kendini devam ettiren engellenme ve nefreti yaratır.

Devamı için tıklayınız